Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davaları

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVALARI
Ortaklığın giderilmesi davası, birden fazla kişinin
bir mal üzerinde ortak mülkiyet hakkına sahip olduğu durumlarda, bu ortak
mülkiyetin sona erdirilmesi amacıyla açılan bir davadır. Bu dava, paydaşlar
arasında yaşanabilecek uyuşmazlıkların çözümü ve mülkiyetin netleştirilmesi
için önemli bir hukuki mekanizmadır. Ortaklık, genellikle miras yoluyla,
taşınmazların birlikte satın alınması veya diğer yasal nedenlerle oluşabilir.
Ortaklığın
giderilmesi davasının temel amacı, ortaklar arasında mülkiyetin bölünmesi veya
malın satılması suretiyle elde edilen paranın paylaşılmasıdır. Türk Medeni
Kanunu'nun 698. maddesi uyarınca, her bir paydaş, malın bölünmesi veya satışı
yoluyla ortaklığın giderilmesini talep etme hakkına sahiptir.
Görüldüğü
üzere bu tanımdan bir mülkiyet kavramı ardından da paylı mülkiyet ve elbirliği
mülkiyeti kavramı karşımıza çıkmaktadır. Paylı mülkiyet; bir şeyin üzerinde
birden fazla kişinin belirli hisse sahibi olması durumudur. Elbirliği mülkiyeti
ise; ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortalığa giren
malların tamamına yaygındır.
Ortaklığın giderilmesi davaları hem
paylı mülkiyete tabi, hem de elbirliği mülkiyetine tabi taşınır ve taşınmaz
mallara ilişkin olarak açılabilir.
Örneğin baba vefat edince tüm
malları çocuklarına intikal eder. Böylelikle çocuklar (mirasçılar) terekeye
giren bütün hak ve malları elbirliği halinde malik olurlar. İşte elbirliği
mülkiyetinde ortakların dava açma imkanı ise; bunun için bir mirasçının dava
açmasına bir engel yoktur. Tüm mirasçılar elbirliği mülkiyetinin sona ermesi
için tek başına dava açabilir. Ne var ki; üçüncü kişilere karşı dava açılması
gerektiği durumlarda elbirliği mülkiyeti olduğu için tüm mirasçılar beraber
dava açmak zorundadır. Eğer ki bir mirasçı muvafakat etmez ise mecbur miras
ortaklığına bir temsilci atanması gerekecektir.
Yukarıda
bahsettiğimiz üzere elbirliği mülkiyetinde dava açmaya bir engel yoktur. Hatta
mirasçılardan biri aşağıdaki davaları da açabilecektir şöyle ki;
-
El atmanın
önlenmesi davası; söz gelimi elbirliği mülkiyetinde olan taşınmazdan
yararlanmanıza engel olan ortaklar için el atmanın önlenmesi davasını
açabilirsiniz. Tek şart engel olunan taşınmazdan kullandığımız bir kısım
olmayacaktır. Aksi takdirde davayı açamazsınız.
-
Ecrimisil;
ecrimisil kısaca tazminat talebidir. Bunu talep edebilmek için kanun koyucu
intifadan men koşulunun gerçekleşmesini istemektedir. Yani bu davayı açacak
kişi diğer ortağa davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak istediğini
bildirmiş olması şartı vardır.
-
Paylı mülkiyete
dönüştürme; yukarıda bahsettiğimiz gibi elbirliği mülkiyetinde herkes mallara
bütünü ile ortaktır. İşte mirasçılardan biri talep ederse paylı mülkiyete
dönüştürebilir. Böylelikle herkes hissesi oranında taşınmaza ortak olur.
-
Ortaklığın
giderilmesi davası; burada da mirasçılardan biri direk olarak elbirliği
mülkiyetine tabi bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen ya da satış suretiyle
giderilmesini tek başına talep edebilir.
Taşınmaz paylı mülkiyette ise paylaşma istemi TMK
698. madde hükmüne göre; paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça
paydaşlardan her biri tek başına malın paylaşılmasını isteyebilir. Bu madde,
paydaşlara ortak mülkiyeti sona erdirme ve mülkiyetin bireyselleştirilmesini sağlama
hakkı tanır. Fakat kanun koyucu paylı mülkiyete konu taşınmazlarda bazı
durumlarda paylaşma istenemeyecek halleri sıralamıştır. Şöyle ki;
-
Hukuki bir
işlemle paylaşmanın sınırlandırılması paydaşlar arasında kararlaştırılmış
olabilir. Söz gelimi 6 yıllık bir sözleşme yaparak paylı mülkiyetinin devam
edeceğini kararlaştırmışlardır. Bu halde paydaşlar 6 yıllık süre dolmadan dava
yoluna gidemez. Öte yandan hukuki bir işlemle sınırlandırma en fazla 10 yıl ile
sınırlandırılmıştır. Yani paydaşlar sözleşme süresini 10 yıl için yapabilirler.
Bunun üzerindeki süreler geçerli değildir. Ayrıca süre bitiminde yenilenecektir
şeklindeki hükümlerde bağlayıcı değildir.
-
Malın sürekli
bir amaca özgülenmesi halinde de paydaşlar ortaklığın giderilmesi davasını açamayacaktır.
Örneğin taşınmazın kira geliri vakfa ait olacak şeklinde özgülenmesi gibi.
-
Uygun olmayan
bir zamanda da paydaşlar veya paydaşlardan biri ortaklığın giderilmesi davası
açamaz. En klasik örneği paylaşma talep edilen paylı bir taşınmazın ekonomik
bir durgunluk sebebiyle piyasa değerinin çok altında satılması ve bu sebeple
diğer paydaşların zararına sebep olması halinde paylaşma talebi
reddedilecektir.
-
Miras bırakanın
iradesiyle ortaklığın giderilmesinin engellenmesi halinde yine paydaşlar dava
açamayacak.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Görevli
mahkeme; HMK m.4/1-b’ye göre “Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın
paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları Sulh Hukuk Mahkemeleri görevi
içindedir.”
Yetkili mahkeme ise; HMK m.9’a göre
“ Taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Taşınır mal da ise malvarlığı
neredeyse o yer mahkemesi yetkilidir.”
Öte yandan birden fazla taşınmaz var ise; taşınmazlardan birinin
bulunduğu yerde diğerleri hakkında da dava açılabilir.
Taraf Teşkili
Ortaklığın giderilmesi davalarında
taraf teşkili nasıl olacaktır. Davacı ve davalılar kimler olacak. Öncelikle
yinelemekte fayda var; taşınmaz elbirliği mülkiyetine tabi ise ortaklığın
giderilmesi davası açıldığında terekeye temsilci atanmasına gerek yoktur.
Husumetin mirasçıların tümüne karşı açılması yeterlidir.
Böylelikle
davacılar; elbirliği mülkiyetinde tüm ortaklara, paylı mülkiyette ise her bir
paydaşa aittir. Hatta borçlu alacaklısının yetki belgesiyle de dava açma
yetkisi vardır. Örneğin babanızdan sizlere mal kalmıştır. Ve kalan mallar
üzerinde elbirliği mülkiyeti vardır. kardeşlerden birinin borcu olduğunu
varsayalım işte bu gibi durumlarda kardeşinizin alacaklısı icra mahkemesinden
alacağı yetki belgesi ise davacı sıfatını kazanabilir. Sadece elbirliği
mülkiyetine tabi taşınmazlar için yetki belgesi alıp davacı sıfatına haiz
olabilir. Son olarak da kamu idareleri de ortaklığın giderilmesi davasını
açabilecektir.
Davalılar
ise; HMK m.27 uyarınca ortaklığın giderilmesi davasında bütün paydaşların yer
alması zorunludur. Hatta paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü durumunda
dahi alınacak mirasçılık belgesine göre ölen paydaşın veya ortağın
mirasçılarının davaya katılmaları sağlanmalıdır. Bir diğer davalı sıfatına haiz
olacak kişi ise; davaya konu taşınmazda intifa hakkı sahibi varsa, taraf olarak
yer alması için husumetin ona da yöneltilmesi gerekmektedir.
ORTAKLIĞIN SONA ERME USULLERİ
Ortaklığın giderilmesi, dört şekilde
sona erdirilebilir.
a- Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi
b- Satış Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi
c- Kat Mülkiyetine Geçiş Suretiyle Ortaklığın
Giderilmesi
d- Yetkili Kılınmış Alacaklının Ortaklığın Giderilmesi
Davası Açması, olarak dört şekilde sona erdirilebilir.
A. Aynen Taksim Suretiyle
Ortaklığın Giderilmesi
Ortaklığın giderilmesi davasında mahkeme, öncelikle
asıl olan taşınmazın paydaşlar arasında aynen paylaştırılarak ortaklığın
giderilmesini sağlamaktır. Aynen taksim, malın fiziksel olarak bölünerek her
ortağa ayrı ayrı mülkiyet hakkı verilmesi anlamına gelir. Ancak paydaşlardan
birinin aynen paylaşmayı istemesi ve aynen bölünmenin mümkün olması, malın
aynen taksimi, malın değerini önemli ölçüde düşürmeyecekse mahkeme ancak bu
durumlarda taşınmazın aynen bölünerek ortaklığın giderilmesine karar verebilir.
Aynen
taksim usulünde, taşınmazın konumuna göre belediye veya il özel idare
kurulundan ayırmanın mevzuata göre mümkün olup olmadığı sorulur. Cevap olumlu
ise aynen taksim suretiyle fakat cevap olumsuz ise açık arttırma suretiyle
giderilmesine karar verilir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; aynen
taksim için taşınmazın, yüz ölçümüne, pay ve paydaş sayısına ve imar mevzuatına
göre aynen bölünmenin mümkün olup olmadığının araştırılmasını istemektedir.
Bunlar
sorulduktan sonra aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine uygunsa
mahkemece mahallinde keşif yapılarak taşınmaza ilişkin bölünme projesinin
düzenlettirilmesi ve onay makamına gönderilerek karar verilmesi gerekecektir.
Ardından onaylı ifraz projesi tapuya gönderilir. Yeni parsellerin tapuya tescili
sağlanır. Bu işlemin ardından yeni parselin hangi paydaşa düşeceğinin
saptanması gerekecektir. Burada da ortaya çıkan parsellerin miktar yönünden
değil, değer yönünden eşit olması aranır.
İfraz
projesine göre ortaya çıkan yeni parsellerin ortaklar veya paydaşlar arasında
bir anlaşma varsa hakim bu anlaşmaya uygun şekilde karar vermek zorundadır.
Fakat aralarında anlaşma yok ise; kura çekimi yoluna gidilecektir ancak bu gibi
durumlarda eşitsizlik ortaya çıkabilir. Eğer kura çekimi yoluna gidildiğinde kura
sonucunda kendisine daha kıymetli taşınmazlar isabet eden tarafa mahkemece ivaz
bedeli farkını hükümden önce depo etmesi için kesin süre verilecek, depo
edildiği takdirde taksim suretiyle ortaklık giderilir. Ortaklar veya
paydaşlardan biri mahkemenin kendisine verdiği kesin süreye rağmen ivaz
bedelini depo etmezse; aynı hak diğer ortaklara veya paydaşlara tanınır. Depo
ederse kıymetli yerleri kendisine verilir. Fakat iki taraf da mahkemece verilen
kesin süreye rağmen bedeli depo etmez ise hakim satış suretiyle ortaklığın
giderilmesine karar vermek zorunda kalır. Bu kısımda hallolduktan sonra
mahkemece paydaş adına tescil kararı verecektir.
B. Satış Suretiyle Ortaklığın
Giderilmesi
Öncelikle yukarıda da izah ettiğimiz üzere mahkeme
ortaklığa konu taşınmazda istek varsa öncelikle aynen taksim suretiyle
giderilmesini buna imkan olmayabilir. Bazen de aynen taksim usulü malda önemli
bir değer kaybına yol açabilir veyahut imar mevzuatına göre bölünmesine imkan
yoktur. İşte imkan yok ise ortaklık satış yoluyla giderilir. Satış yolu da ya
pazarlık veya açık arttırma şeklinde yapılır.
Ortaklığın
giderilmesi yukarıdaki sebeplerden birinden dolayı satış yolu ile yapılacaksa
eğer ki; ortaklar arasında problem yoksa hakim satışın ortaklar arasında
artırmayla yapılmasına karar verebilir. Fakat bunun için de dediğimiz gibi
aralarında problem olmaması gerekmektedir. Çünkü kendi aralarında artırmayla
yapılabilmesi için bütün paydaşların rızalarının bulunması gerekmektedir. Bir
tanesi karşı çıkarsa paydaşlar arasında satış gerçekleşmez. Maalesef uygulamada
da karşımıza bu şekil de çıkmaktadır. Kardeşler arasında problem olduğu için
kabul etmemektedirler. Gelelim satışın nasıl yapılacağına;
Satış,
İcra İflas Kanunundaki satış yöntemine göre görevlendirilen memur tarafından
yapılır. Satış memuru, satış için kendiliğinden hareket edemez. Ancak
paydaşlardan birinin satış isteği yönündeki başvurusu ile harekete
geçebilecektir.
Satıştan
elde edilen bedel, elbirliği mülkiyetinde ortaklara miras payları oranında,
paylı mülkiyette ise paydaşlara payları oranında bölüştürülür. Fakat paylı ve
ortaklık hali birlikte bulunuyorsa, tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki
oranlara göre bölüştürülecektir. Öte yandan satış suretiyle ortaklığın giderilmesi
istenen taşınmaz üzerinde eğer intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil
edilmesi zorunludur.
C. Kat Mülkiyetine Geçiş Suretiyle
Ortaklığın Giderilmesi
Yukarıda izah ettiğimiz üzere ortaklığın giderilmesi
öncelikle aynen taksim suretiyle veya satış suretiyle giderilmesidir.
Bunlarında dışındaki bir diğer yol ise kat mülkiyetinin kurulması suretiyle
ortaklığın giderilmesidir. Hukuki
dayanağını Kat Mülkiyeti Kanunun 10. Maddesinden almaktadır.
Kat
Mülkiyeti Kanunu m.10’a göre; “Kat
mülkiyetine konu olmaya elverişli bir gayrimenkul üzerindeki ortaklığın
giderilmesi davalarında, mirasçılardan veya ortak maliklerden biri,
paylaşmanın, kat mülkiyeti kurulması ve bağımsız bölümlerin tahsisi suretiyle
yapılmasını isterse, hakim, o gayrimenkulün mülkiyetinin, 12 nci maddede yazılı
belgelere dayanılarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek
suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı tahsisine karar verebilir.” Hükmü
ile anlaşıldığı üzere taraflardan birinin ortaklığın kat mülkiyeti kurulması
suretiyle giderilmesini talep etmesi zorunludur.
Kat
mülkiyetinin kurulması için birtakım şartlar gereklidir şöyle ki; öncelikle
yapının tamamının kâgir olması, bağımsız bölümlerin ayrı ayrı olması, her
bağımsız bölüm başlı başına kullanılmaya uygun olması son olarak da her paydaşa
en az bir bağımsız bölümün düşmesi gerekmektedir. Bağımsız bölümler arasında
değer yönünden eşitlik olması aranır. Aksi takdirde ivaz eklenmesiyle bağımsız
bölümler eşitlenir. Ayrıca bu bağımsız bölümler ortakların anlaşmasına göre,
anlaşma yok ise çekilecek kıra ile her paydaşa paylaştırılır.
D. Yetkili Kılınmış Alacaklının
Ortaklığın Giderilmesi Davası Açması
Yargıtay ve kanunun amir hükmünce; elbirliği
mülkiyetine tabi bir malda hakkı olan borçludan (mirasçıdan) alacaklı olan
kişi, icra mahkemesinden alacağı yetki ile ortaklığın giderilmesi davası
açabilir. Alacaklı kişi İİK 121. maddesine göre yetki belgesine dayanarak borçlunun
ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davasını açabilecektir.
Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. Dikkat edelim
icra dairesinden değil icra mahkemesinden bu yetki alınmalıdır. Ayrıca icra
mahkemesinden alacağınız bu yetkiye dayalı olarak açılacak davalarda kural
olarak mallarda mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyeti olması şartı vardır. Öte
yandan borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda söz gelimi birden
fazla taşınmazın olduğunu varsayalım; burada da icra takibine konu borç
miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına
düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar taşınmazın ortaklığın
giderilmesine karar verilmesi gereklidir.
İşte görüldüğü üzere dört yol ile ortaklığın giderilmesi söz konusu
olur.
MUHDESATIN TESPİTİ DAVASI
Uygulamada karşılaşılan bir diğer
problemde muhdesat’ın kime ait olduğudur. Örneğin arsa üzerinde 3 katlı bir
bina yapılmış veya 40 metre derinliğinde kuyu kazdırılmış. Elma bahçesidir
ağaçlar ve bahçenin etrafındaki duvarlar yapılmıştır. İşte bunlara muhdesat
diyoruz. Biz biliyoruz ki arsa satıldığında üstünde ne varsa beraber satılır.
Bu sebeple muhdesatın aidiyeti davası gündeme gelecektir.
TMK
m.684’e göre “Bir şeye malik olan kimse,
o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça, yerel
âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara
uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak
bulunmayan parçadır.”
TMK
M.718’ uyarınca “Arazi üzerindeki
mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz
katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak
üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.” Hükümleri ile bize
muhdesatın sınırları çizmiştir. Böylelikle;
Bir
arazi üzerindeki bütünleyici parçanın kime ait olduğunun belirlenmesi için
açılan davalardır şeklinde bir tanım yapabiliriz. Bu dava da taraflar; arazi
üzerindeki örneğin ağaçların, binanın veya kuyunun kendisi tarafından yapıldığını
iddia eden taraf davacı olur, davalı ise davacının bu iddiasını yani muhdesatın
kendisi tarafından yapıldığını kabul etmeyenler davalı sıfatına haiz olur. Açık
bir şekilde kabul edilenler davalı sıfatını kazanmaz.
Görevli
mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ortaklığın giderilmesi davası açılmış ise muhdesatın
aidiyeti tespiti davasından dolayı ortaklığın giderilmesi davası bekletici
mesele yapılır önce bu dava halledilir. Ardından ortaklığın giderilmesi
davasına devam edilir. Önemle belirtmek gerekir ki; eğer ortaklığın giderilmesi
davasında muhdesatın değeri belirlenmiş ise Asliye Hukuk Mahkemesinde yeniden
değer tespit ettirilmesi usule aykırı olur. Sadece muhdesatın kime ait olduğunu
tespit etmesi gerekecektir.
Muhdesatın
niteliğinin; kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynakların girdiğini yani bütünleyici
parçası olduğunu yukarıda belirttik. Bir de bütünleyici parça dışında kalan
teferruatlar için ne yapmamız gerekir. Söz gelimi; mevcut bir muhdesata
sonradan yapılan imalatlar yeni bir muhdesat meydana getirme sayılmayacağı
gibi, bu amaçla yapılan giderler de mevcut muhdesata değer kazandıran faydalı
ve zorunlu giderlerdendir. Ama bunlar aynı zamanda bütünleyici parçalar
açısından teferruat niteliğindedir. Bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti
davası açılamayacağı malumunuzdur. İşte bu gibi durumlarda koşullarının varlığı
halinde TBK 77 ve devam eden madde hükümleri uyarınca sebepsiz zenginleşme
kurallarına göre istenebilecektir.
Örneğin daha önce taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların üzerine çatı
yapılması veya mevcut çatının tamiri gibi imalatların masrafını sebepsiz
zenginleşme hükümlerince talep edebileceksiniz.
MİRASBIRAKANDAN KALAN BANKADAKİ
PARALARIN ÇEKİLMESİ USULÜ
Kişinin ölümü üzerine TMK m.640 uyarınca mirasçılar
terekeye elbirliğiyle sahip olurlar. Miras bırakanın taşınır ve taşınmaz tüm
mallarına birlikte ortak oldukları gibi eğer ki miras bırakanın bankalarda
parası var ise bu paralara da mirasçılar elbirliği ile sahip olurlar. Bu
demektir ki bir mirasçı kendi başına gidip parayı çekemeyecektir.
Bu
hesaplardaki paralar nasıl çekilebilir ve mirasçıların nasıl bir yol izlemesi
gerektiği soruları sıklıkla gündeme gelmektedir.
Öncelikle;
tüm mirasçılar birlikte hareket etmek zorundadırlar. Varsayalım ki mirasçılar
birlikte hareket ediyor. Bu durumda mirasçılardan birinin mirasçılık (veraset
ilamı) belgesini alması gerekecektir. Mirasçılık belgesini aldıktan sonra
ikinci olarak paranın çekilmesi için ilgili bankaya gidilecek ve mirasçılar
banka şubesinden “veraset ilişiği yoktur”
yazısını almaları gerekir. Bu evrakı aldıktan sonra mirasçılar vergi
dairesine gidip veraset ilişiğinin olmadığına dair yazının ilgili daireye
verilip veraset ve intikal vergisinin matrahı hesaplanarak söz konusu para için
bir vergi çıkıyorsa bu verginin ödenmesi gerekecektir. Bu noktadan sonra vergi
dairesi ilgili banka şubesine “veraset ilişiği yoktur” yazısını düzenleyecek ve
bu yazıyı mirasçılara teslim edecektir. Mirasçıların murisin parasının yer
aldığı banka şubesine, Vergi Dairesinden aldıkları “veraset ilişiği yoktur”
yazısıyla başvurmaları halinde, bankada yer alan parayı mirasçılık belgesinde
yer alan payları oranında çekebileceklerdir. Buraya kadar anlattığımız kısım
mirasçıların birlikte hareket ettiği hallerde yapması gerekenlerdi. Bazen de mirasçılar
birlikte hareket edemiyorlar. Buna sebep aralarındaki anlaşmazlıklar
diyebiliriz. İşte bu gibi durumlarda mirasçılar ne yapmalıdır.
Diğer mirasçılardan biri bankadaki
paraların çekilmesine engel oluyorsa yapacağınız tek şey; engel olan mirasçıya
karşı Sulh Hukuk Mahkemesinde mülkiyetin niteliğinin değiştirilmesini talep
etmek olacaktır. Böylelikle elbirliği mülkiyetinin, paylı mülkiyete
dönüştürülerek mirasçıların artık paranın çekilmesini istemeyen mirasçılardan
etkilenmeden kendi payı oranındaki tutarı çekebilecektir. Son olarak bankadaki
paraların ortaklığın giderilmesi davasına konu edilemeyeceği aksi takdirde dava
reddilecektir.
ZORUNLU ARABULUCULUK ŞARTI
5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 1
Eylül 2023 tarihi itibariyle yürürlüğe giren hükmü ile ortaklığın giderilmesi
davası açmadan önce taraflar arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Bu
düzenleme ile birlikte tarafların mahkemeden önce arabuluculuk safhasında
anlaşma yolunu denemeleri bu sayede taleplerinin daha hızlı sonuçlanacağı,
mahkemeler açısından da iş yükünün azaltılacağı kanaati hasıl olmuştur.
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ İLE İLGİLİ
YARGITAY KARARLARI
Ortaklığın giderilmesi davasında taraf teşkili kamu
düzeniyle ilgili olup resen göz önünde tutulur. Tarafların hukuki dinlenilme
hakları bulunduğu için davet edilmeleri zorunludur. (Y14HD. 2020/13392 E. -77 K.)
Ortaklığın giderilmesi davasında tüm ortakların yer
alması zorunludur. Tapu kaydı ile mirasçılık belgesi arasında çelişki
olmamalıdır. Aksi halde mevcut çelişkinin adli ve idari yol ile düzeltilmesi
için davacı vekiline yetki ve süre verilerek sonucuna göre taraf teşkilinin
sağlanması gerekir. (Y7HD. 2022/2217 E.
-4686 K.)
Dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtlarının
getirtilmesi ve tüm paydaşların veya mirasçılarının davada taraf kılınması
sağlanarak savunma ve deliller toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar
verilmesi gerektiği. (Y14HD. 2021/354 E.
-1149 K.)
Ortaklardan birinin ölümü halinde mirasçılarının
davaya dahil edilmesi gereği. (Y14HD.
2018/3339 E. -8429 K.)
Mirasçıların davaya dahil edilmesi suretiyle taraf
teşkilinin sağlanması HMK m.27 uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının
zorunlu olduğu paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak
mirasçılık belgesine göre mirasçıların davaya katılmaları sağlandıktan sonra
işin esasının incelenmesi gerektiği. (Y7HD.
2022/149 E. -1846 K.)
Ortaklığın giderilmesine konu taşınmaz üzerinde intifa
hakkı kurulmuşsa, intifa hakkı sahiplerine usulüne uygun dava dilekçesi tebliği
ile davaya dahil edilmeleri gerekir. (Y14HD.
2020/14645 E. -2590 K.)
Dava konusu taşınmazda intifa hakkı sahipleri varsa
davada yer almalarını sağlamak için husumet yöneltilip usulünce taraf teşkili
sağlanmalıdır. (Y14HD. 2019/4895 E.
-6305 K.)
Davacının satışın umuma açık yapılmasını talep
ettiği satışın yalnızca paydaşlar arasında yapılacak artırmayla yapılmasına
karar verilebilmesi için bütün paydaşların açık rızasının olmadığı hususu
gözetilmeden taşınmazdaki ortaklığın hissedarlar arasında yapılacak açık
artırma suretiyle satış yolu ile giderilmesine karar verilmesinin usul ve
yasaya aykırı bulunduğu. (Y7HD.
2022/4612 E. -5192 K.)
Satış şekli ve satış bedelinin dağıtılması
hususlarının hüküm yerinde belirtilmesi gerekir. Somut olayda tapuda hissedar
olan Kezban Kaçar’ın gerekçeli kararda ismen gösterilmemesi ile yine hükümde
satış bedelinin hissedarlara ne şekilde dağıtılacağının gösterilmemesi de doğru
görülmemiştir. (Y7HD. 2022/46 E. -1123
K.)
Bütünleyici parçanın (muhdesat), arzın paydaşlarına
değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat
sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün
değildir. (Y14HD. 2019/8055 E. -6233 K.)
Ortaklığı satış suretiyle giderilmesi muhdesata
isabet eden kısmın pay edilip tüm paydaşlara dağıtılması şekli. Somut olayda; “
dava konusu taşınmazda muhdesat varsa ve arzın değerinde bir artış meydana
getiriyorsa, bu artışın dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri
ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm
değeri bulunur. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu
oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabe eden kısım muhdesat sahibi
paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır.” (Y14HD. 2019/1703 E. -8019 K.)
Ortaklığın giderilmesi davasında satış memurunun
belirlenmesi; “Mahkemece ortaklığın satış giderilmesine karar verildiğinde
görevlendirilen satış memurunun açık bir şekil de hükümde gösterilmesi gerekir.
İcra müdürünün veya yazı işleri müdürünün görevlendirilmesi durumunda
görevlendirilen müdürün isminin kararda bulunması zorunlu olmayıp, kim olduğunu
belirlemeye yetecek şekilde yazı işleri müdürü gibi bir ibarenin kullanılması
yeterlidir.” (BURSA BAM4HD. 2019/218 E.
-820 K.)
Ortaklığın giderilmesi davalarında harç ve harçta
mahsup işlemi; “Nispi harca tabidir. Satış suretiyle ortaklığın giderilmesine
dair olan hükümlerde binde 11.38 karar ve ilam harcı alınacağı harçlar
kanununda düzenlenmiştir. Dava açılırken davacı tarafından peşin olarak maktu
miktarda karar ve ilam harcı yatırılmıştır. Mahkemece satış bedeli üzerinden
binde 11.38 ilam harcına hükmedilirken peşin alınan ve bu nedenle satış
memurluğunca alınacak harçtan mahsup edilecek harç miktarının hüküm fıkrasında
gösterilmemesi hatalı olmuştur. (BURSA
BAM4HD. 2019/218 E. -820 K.)
İmar uygulaması ile oluşturulan ortaklığın
giderilmesi halinde satış bedelinin maliklere; imar parselini oluşturan
kadastro parsellerine şuyulandırmadan önceki durumuna göre kıymet takdir ettirilip
oran kurulmak suretiyle dağıtılmalıdır. (HGK.
2017/14 E. -2196-1112 K.)
Tarla vasfındaki tarım arazisine ilişkin fen
bilirkişisi tarafından düzenlenen ifraz projesinin il özel idarenin onayına
sunulmak suretiyle ifrazının mümkün olup olmadığının anılan idareden sorulması
gerekirken, belediyeden görüş alınarak karar verilmesinin doğru olmadığı. (Y7HD. 2022/790 E. -4321 K.)
Fen bilirkişi raporuna göre aynen taksimin mümkün
olduğu bildirilmiş ise de, ifraz projesinin belediyeye gönderilerek aynen
taksimin mümkün olup olmadığı hususunda görüş sorulacağı ve onay makamı olan
belediye encümeninden karar alınması gerektiği. (Y5HD. 2020/7846 E. -10939 K.)
İfraz projesi ile ilgili belediyeye gönderilip aynen
taksimin mümkün olup olmadığı yönüyle encümen kararı alınmalı yoksa yetkisiz
olmayan etüt proje müdürünün yazısı uyarınca karar verilmemelidir. (Y14HD. 2019/5645 E. -6222 K.)
Ortaklığın giderilmesi usulünde aynen taksim kararı
alınmışken paydaş sayısının düştüğü anlaşıldığından, yargılama sırasında beş
paydaşa göre yapılan araştırma ve inceleme sonucu verilen karar isabetsiz hale
gelmiştir. Bu sebeple mahkemece, anılan taşınmazın yeni (güncel) tapu kaydı
getirttirilerek, oluşan yeni duruma göre aynen taksimin mümkün olup olmadığı
araştırma ve inceleme yapılmalı ve sonuca göre bir karar verilmelidir. (Y14HD. 2020/16024 E. -4057 K.)
Davanın açılmamış sayılması ortaklığın giderilmesi
davasında HMK 150. Maddenin uygulama imkanı bulabilmesi için öncelikle
tarafların duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilmiş olmaları gerektiği. (Y7HD. 2023/1224 E. -2073 K.)
Ortaklığın giderilmesi davasında verilen süre
sürenin kime verildiği kesin sürenin koşulları süreye uymamanın sonuçlarının
açıkça ara kararında belirtilmesi gerektiği. (Y14HD. 2020/493 E. -7043 K.)
Tapu iptal ve tescil davasının varlığı aynı taşınmaz
yönüyle açılan ortaklığın giderilmesi davasında “bekletici mesele” olarak kabul
edilmelidir. (Y14HD. 2020/3194 E. -3340
K.)
Ortaklığın giderilmesine konu taşınmazın parsel
numarasının kadastroca yenilenmesi halinde yeni parsel numarası üzerinden karar
verilmesi gerekir. (Y14HD. 2018/3367 E.
-1161 K.)
Taşınmazda kamulaştırma şerhinin olması halinde
taşınmazda kamulaştırma yapılmışsa kamulaştırılan bölümün ifrazı ile geri kalan
bölümün satışına karar verilmesi gerekir. (Y14HD.
2017/9516 E. -1947 K.)
Hükmün kapsamı sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi
bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle
taraflara yüklenen borç ve tanına hakların açıkça gösterilmesi gereği ve satış
bedelinin hükmedilmesi gereken harç oranına ve harcın ne şekilde tahsil
edileceğinin yapılan yargılama giderlerinin neler olduğu belirtilmelidir. (Y7HD. 2022/132 E. -2425 K.)
Dava konusu taşınmazların satış suretiyle
ortaklığının giderilmesine karar verildiğinde binde 11.38 oranında harca
hükmedilmesi gerekirken maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesinin bozmayı
gerektirdiği. (Y14HD. 2021/1547 E. -3288
K.)