Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma) Davası

MURİS MUVAZAASI (MİRASTAN MAL KAÇIRMA)
Muris muvazaası kısaca; miras
bırakan kişinin diğer mirasçılarına miras haklarından yoksun bırakmak amacıyla
mirasçılarından birine ya da üçüncü bir kişiye yaptığı karşılıksız
kazandırmaların gerçeğe aykırı şekilde satış veyahut ölünceye kadar bakma
sözleşmesi gibi göstermesidir.
· 10 Soruda muris muvazaası:
1-Muris muvazaası yani mirastan mal
kaçırma. Öncelikle bu davayı kimler açabilir, kimler açamaz? Davacı Kim veya
Kimlerdir?
a-Yasal Mirasçılar
Kısaca
miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açabilirler.
b-Atanmış Mirasçılar
Örneğin
babanız sağlığında noterde yaptığı resmi vasiyet ile A kişisinin kendisine
ölünceye kadar bakması şartıyla mirasçı olarak atamıştır. Bu kişinin de dava
açmaya hakkı vardır.
c-Evlatlıklar ve onların alt soyu
Miras
bırakan kişi evlat edinmiş ise o çocuğun ve evlatlığından olan çocuklarında muvazaa
davası açmaya hakkı vardır.
d-Mirası Reddeden Kişiler
Örneğin
babasının mirası reddeden bir birey daha sonradan muris muvazaası davası
açamayacaktır.
e-Miras Hakkından Feragat Sözleşmesiyle Vazgeçen
Kişiler
Bunlarda
dava açamaz ancak tenkis davası açabilirler.
f-Mirastan Iskat Edilen Kişi
Misal baba çocuklarından birini mirasçılıktan çıkarması halidir. Ancak baba mirastan çıkarma sebebini belirtecek. Geçerli bir sebebi olmalıdır.
2-Davalılar kim olacak. Davamızı kime veya kimlere açabiliriz?
a-Taşınmazı Satış Yoluyla Devralan Kişiler
Misal baba oğullarından birinin adına taşınmazı satıp devrediyor. Halbuki oğlundan para almıyor.
b-Bazen de satış yoluyla devralan kişiler ölüyor. O zaman da onun mirasçılarına açılır.
Az önceki örneğimizdeki gibi baba oğluna devretti sonra oğlu ölünce onun çocuklarına dava açılabilir.
c-Kötüniyetli olarak taşınmazı devralan kişiler.
Örneğin baba kızlarından mal kaçırmak için oğluna
taşınmazı devretmiştir. Bu muvazaalı işlemdir. Sonra oğlu da taşınmazı bir
başkasına satmıştır. İşte bu taşınmazı alan kişi bu olguyu bilecek durumdaysa
kötüniyetli kabul edilir dava ona da açılabilir. Ancak iyiniyetliyse yani
muvazaa işlemini bilecek biri değilse dava açılamaz.
3-Muris muvazaası davalarında
görevli ve yetkili mahkeme hangisidir?
Görevli mahkeme; Asliye Hukuk Mahkemeleri olup yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Yetki kısmını biraz açacak olursak; Örneğin birden fazla taşınmaz muvazaaya konu edilmiş ve ayrı ayrı bölgelerdeyse davanızı herhangi bir taşınmazın bulunduğu yerde açıp diğer taşınmazları da aynı davaya konu edinebilirsiniz. Misal babanız Şanlıurfa ilinde 3 tane taşınmazı kardeşinize devretmiş ve başka bir ilçede bulunan ofisini de devretmiş olsun farklı yargı çevresinde de olsa hepsini aynı dava da açabilirsiniz.
4-Muris muvazaası davaları ne zaman
açılır hak düşürücü süre var mıdır?
Bu
davaları her zaman açabilirsiniz. Herhangi bir hak düşürücü veya zamanaşımı
süresi yoktur.
5-Muvazaa davaları her türlü delil ile ispatlanabilir mi?
Her türlü delil ile ispat edilebilir. Hatta en iyi deliliniz tanık delilidir. Bir de değinmemiz gereken bir konu da taraf muvazaasında delillerimiz nasıl olacağıdır. Taraf muvazaası kısaca söz gelimi baba oğullarından birine taşınmazı devretti. Ancak sonradan araları bozulsun. Bu gibi durumda baba bu devrinin muvazaalı olduğunu söyleyip dava açabilir. Ancak burada yazılı delil ile ispat etmesi gerekecektir. Her türlü delil ile ispat edilebilir dedik. Peki bu davalarda araştırma ve değerlendirme nasıl yapılmalıdır, neler önem arz etmektedir?
-
Öncelikle miras
bırakanın davaya konu olan taşınmazları elden çıkarması için haklı, ciddi ve
makul nedenlerinin bulunup bulunmadığı,
-
Davalının
taşınmazı alacak mali gücünün olup olmadığı,
-
Miras
bırakanında mali durumu itibariyle mal satmaya ihtiyacının olup olmadığı,
-
Davaya konu olan
taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen değeri arasında aşırı bir fark
var mıdır? Örneğin gerçek değeri 1 milyon TL olan taşınmazı tapuda oğluna 300
bin TL’ye satmış olması, ancak burada şuna da değinmekte yarar var. Salt
bedeller arasında aşırı farkın varlığı devrin muvazaalı olduğuna yani satışın
gerçek olmadığına tek başına delalet etmez. Diğer olguları da bir arada
barındırıyor olması gerekir. Keza satış bedelleri ile gerçek değerlerin
birbirine yakın miktarda olmaları muvazaa kastının bulunmadığına da tek başına
delalet etmez. Her iki durumda da tüm olgular göz önüne alınmalıdır.
-
Miras bırakanın
malvarlığında bu satış parasının çıkmaması,
-
Yaşamı boyunca
taşınmazlarını satmayan kişinin ölümüne yakın taşınmazlarını satması halide
muvazaaya delalet eder.
-
Son olarak da
olayda tarafların miras bırakanla olan yakınlıkları ve ilişkileri önemlidir.
Hep karşılaşılan bir durum olarak babanın oğluna taşınmazı devretmesi hali
örnek gösterilebilir.
6-Muris Muvazaası Davasında Talebimiz Ne Olmalıdır?
Hakkı çiğnen mirasçılar ya “iptal ve tescil” davası
açabilirler ya da taşınmazın “terekeye iadesini” talep edebileceklerdir.
Örneğin dört kardeşten ikisi dava açtığını varsayalım. Böyle bir durumda mal
terekeye iade değil de sadece davayı açan iki kardeşin payları oranında iptal
ve tescil yapılır. Fakat kendi payları oranında dava açmayıp muvazaaya konu
olan taşınmazın terekeye iadesini talep etmeleri halinde tüm mirasçıların
iştirak etmesi gerekiyor bu sağlanmadığı takdirde terekeye temsilci atanması
gerekiyor.
7-Tapu iptal ve tescil talebimizle
birlikte ecrimisil talep edilebilir mi?
Muris muvazaası ispatlanırsa devirler geçersiz
olacağından davaya konu taşınmazı o şekil de iktisap eden kişi mirasbırakanın
ölüm tarihinden başlayarak davacı payı oranında ecrimisil talep
edilebilecektir.
8- Muris muvazaası ve Tenkis talebi
birlikte talep edilebilir mi?
İstenilebilir hatta terditli olarak
talep etmeniz faydanıza olacaktır. Çünkü muris muvazaası davanız reddedilirse
tenkisden devam edilir. Şimdi tenkis davalarında 1 yıllık zamanaşımı süresi var
diyenleri duyar gibiyim. Ancak muvazaa davasında yapılan her bir işlem
zamanaşımı kesip yeniden başlatır. Bu yüzden problem olmayacaktır. Aslında
muvazaa ile birlikte tenkisi talep etmeseniz dahi ıslah edip tenkise
dönebilirsiniz.
9-Muris muvazaası olarak değerlendirilebilecek
işlemler nelerdir?
-
Tapulu taşınmazı
murisin mirasçılardan birine satış olarak göstermesi hali;
Örneğin
baba kızlarından mal kaçırmak için 2 tane evini oğluna tapuda satış yapmış gibi
devretmesi halinde muvazaa gündeme gelir. Ya da babanın taşınmazı önceki
evliliğinden (BİRİNCİ EVLİLİKTEN ) olan çocuklarına satması halinde de muvazaa
davası açılabilir. Veyahut tam tersi
ikinci evlilikten olan çocuklarına satış yapıyor. Yine muvazaa davası
açılabilir. Bazen de baba mallarını ikinci eşine satıyor. Elbette bu durumuda
da muvazaa davası açılacaktır.
10- Muris muvazaasının
istisnaları yani muvazaaya konu olmayacak işlemler?
a-Elden (gizli) bağış olgusu
Uygulamada en çok karşılaşılan durum elden bağış olgusudur. Örneğin mirasbırakan yani babanız sağlığında 3. Kişiden satın aldığı taşınmazın tapu kaydını oğlunun üzerine yapar. Oysaki kardeşinizin ödeme gücü yoktur. Babanız tarafından taşınmazın parası ödenmiştir. Baba öldükten sonra diğer mirasçılar öğrenir ve bunun elden (gizli) bağış olduğunu iddia edip muris muvazaası davası açmaya kalkarlar. Hatalı burada muris muvazaası yok. Çünkü babanızın adına kayıtlı bir taşınmaz kardeşinizin üstüne yapılmamış. Ancak tenkis davası açabilirsiniz. Muris muvazaası bu somut olayda mevcut değildir.
b-Denkleştirmeye tabi bağış
Miras bırakan tarafından yasal mirasçılara yapılan
sağlar arası karşılıksız kazandırmalar denkleştirmeye diğer adıyla iadeye
tabidir. Uygulama da iade davası olarak açılır. Muris muvazaasına ilişkin
davalarla ilgisi yoktur.
c-Evlilik sözleşmesindeki bağış
veya bağış vaadi
Uygulama da sıklıkla karşılaşılan
bir durum olan; eşlerden birinin diğerine mal bağışlaması ya da belli bir zaman
geçtikten sonra bağışlama vaadinde bulunması hali. Örneğin babanız tekrardan
evlenmek istediğini varsayalım evleneceği kadına mihir olarak bir taşınmazı
devreder veya ileriki bir tarihte devredeceğine dair sözleşme yapar. Bu gibi
durumlarda muvazaa iddiası gündeme gelemez. Muvazaa davası açarsanız da
reddedilir.
d-Mirastan Feragat Sözleşmesi
Mirastan feragat sözleşmesi kısaca;
miras bırakan kişi ile onun mirasçısı veya mirasçıları miras bırakanın ölmesi
halinde kendilerine kalacak mallardan pay istemeyeceklerine dair yapılan bir
sözleşmedir. Bu sözleşme gerçekten var ise muris muvazaası davanız redde mahkum
olur. Ancak TMK’nun mirastan feragat sözleşmesi ile ilgili şartlara haiz
değilse muvazaa davanız kabul edilir. Şöyle ki; bu sözleşme yazılı olmalıdır
ayrıca miras bırakanın yani babanızın da sözleşme de yer alması gerekir.
Örneğin ismi yazıyor ancak babanızın imzası yok o vakit geçersiz olur muvazaa
davası görülebilir.
e-Tapusuz taşınmazlar ve taşınır
mallar
Tapusuz taşınmazlar ve taşınır mallar muris
muvazaası kapsamında değildir. Örneğin babanız arabasını erkek kardeşinize
satmış gibi noterde devretti. Ancak siz de biliyorsunuz ki kardeşinizin o aracı
almaya maddi gücü yok. Bu gibi hallerde muris muvazaası davası açamazsınız. TBK
m.19 uyarınca genel muvazaaya başvurabilirsiniz. Öte yandan tapusuz taşınmazlar
taşınır kabul edildiği için eğer tapusu olmayan bir arsa veya evi babanız
mirasçılardan birine bıraksa yine muris muvazaasına başvuramazsınız.
f-Mirasbırakanın evlat edinmesi
halinde mirasçıların muvazaa iddiası
Uygulama da baba evlat ediniyor. Ardından ölünce öz
evlatları muvazaa iddiasın da bulunarak evlatlığın mal almasını engellemek için
evlatlık ilişkisinin muvazaalı olduğunu bundan sebep iptalini talep ediyorlar.
Ancak talep edemezler.
g-Murisin borçlandırıcı işlem
yapması hali
Uygulama da sıklıkla görülen bir durumdur. Örneğin
baba oğullarından biri lehine kendisini borç altına koyması. Halbuki çocuğu ile
aralarında ticari bir ilişki yok oğlundan borç almayı gerektirir bir halide
yok. İşte mal kaçırmak için yapılan bir yoldur. Bu gibi hallerde muris
muvazaası davası açamazsınız. En fazla yapabileceğiniz bir senet düzenlenmiş
ise baba – oğul arasında menfi tespit davası açabilirsiniz.
Özetle;
-
Mirasbırakanın
mirası paylaştırma ve denkleştirme kastı ile hareket ettiği davalarda
mirasçıdan mal kaçırma amacından ve muvazaadan söz edilemez.
-
Mirasbırakanın
yine mal kaçırma amacı olmayan ağır hastalığının tedavisi amacıyla taşınmazını
satması halinde muvazaadan bahisle iptal kararı verilemez.
-
Mirasbırakanın
az mal satarak çok para elde etme imkanı varken, taşınmazlarını çok az bedelle
oğluna satması halinde mal kaçırma amacı ve muvazaa kastı vardır.
-
Yine satıştan
bir hafta sonra ölen murisin terekesinde hiçbir harcama yapmadığı halde para
çıkmaması da muvazaaya karinedir.
-
Mirasbırakanın
çocuklarına kızarak taşınmazlarını değerlerinden çok düşük bedelle üçüncü
kişilere satışlarında da amaç mirasçıları miras hakkından yoksun bırakmak ve
muvazaa olduğundan işlem iptal edilmelidir.
-
Mirasbırakanın
hiçbir neden yokken ölümüne yakın birkaç gün içinde yaptığı temliklerde
özellikle bu temlikler mirasçılardan birine veya birkaçına yapılmışsa muvazaa davası
kabul edilmelidir.
Görüldüğü üzere bazı durumlarda muvazaa gündeme
gelmemekteyken bazı durumlarda muvazaa olgusu oluşmaktadır. Somut olaya göre
değerlendirme yapılmalıdır.
Muris Muvazaası İle İlgili Yargıtay
Kararları
Muris muvazaasına ilişkin dava dışında, elbirliği
mülkiyetinin bulunduğu hallerde davanın pay oranında açılamayacağı
gözetilmelidir. (Y1HD. 2008/7046 E.
2008/11354 K.)
Muris muvazaası davasında talep; pay oranında tapu
iptal ve tescil isteğidir. İstek pay oranında tapu iptali ve tescil olduğuna
göre, tüm mirasçılar adına iptal ve tescil kararı verilmesi hatalıdır. (Y1HD. 2012/7864 E. -11239 K.)
Muris muvazaası her türlü kanıtla ispatlanabilir ve
davacının payı ile sınırlı olarak iptal ve tescile karar verilmelidir. (Y7HD. 2000/2256 E. -3259 K.)
Pay oranının iptali – taleple bağlılık ilkesi;
Davacılar payları oranında iptal ve tescili talep ettikleri halde mahkemece
taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle taşınmaza dair
kaydın tamamının iptali ile mirasçılar adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve
tesciline şeklinde karar verilmesi isabetsizdir. (Y1HD. 2013/8222 E. -10030 K.)
Payı oranında iptal ve tescil isteği var iken, istek
aşılarak dava dışı mirasçıları da kapsar şekilde iptal tescile karar verilemez. (Y1HD. 2013/2511 E. -6382 K.)
Ecrimisil talebi kendisinden mal kaçırılan mirasçı
davacı, murisin ölüm tarihinden başlayarak dava tarihine kadar ecrimisil talep
edebilir. (Y3HD. 2006/1828 E. -3598 K.)
Ecrimisil isteği; Ecrimisil, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedel olup, davacının intifadan men edildiğinin saptanması halinde hükmedilebilir. (Y3HD. 2006/1871 E. -3679 K.)
Ecrimisil talebi intifadan men ilişkisi; Paydaşlar kural olarak intifadan men edilmedikçe birbirinden ecrimisil isteyemezler. Ancak muris tarafından kurulan fabrika, otel, fırın gibi hasılat getiren ticari amaçlı ortak yerler için intifadan men koşulu aranmaz. (Y3HD. 2008/12014 E. -1317 K.)
Temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla değil de murisin
kızının borçlarının ödenmesi niyetiyle yapıldığı durumda muvazaalı temlikten
söz edilemez. (Y1HD. 2012/9461 E. -13345
K.)
Davalı samimi alıcı ise muris muvazaasına dayalı
tapu iptal ve teşcil isteğinin kabulüne karar verilemez. (Y1HD. 2013/1505 E. -1729 K.)
İhtiyati tedbir istemli muris muvazaası davasındaki
kararın kesinleşmesiyle birlikte tedbir kalkacağından aleyhine tedbir kararı
verilen kişinin bir zararı oluşursa tazminat isteyebilir. (Y1HD. 2012/5543 E. -4817 K.)
Muvazaa nedenine dayalı davalarda dava değeri,
davayı açan mirasçının payına isabet eden değerdir. Bu değer üzerinden harç ve
vekalet ücretine hükmedilir. (Y1HD.
2013/7324 E. -9628 K.)
Muris muvazaasına dayalı davalarda zamanaşımı veya
hak düşürücü süre söz konusu olmaz. (Y1HD.
2006/7105 E. -9159 K.)
Miras bırakan kadastro tespitinden sonra öldüğüne
göre, muvazaa nedenine dayalı dava 3402 sayılı kadastro kanunun 12. Maddesinde
yer alan 10 yıllık süreye tabi değildir; Anılan kararda bilindiği üzere 3402 sayılı
Kadastro Kanunun 12. Maddesi hükmü, kadastro tespitinden önceki haklara ilişkin
açılacak davaların, tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde
açılabileceğini hükme bağlamıştır. Diğer taraftan, miras bırakanın ölümü ve
terekenin açıldığı tarih itibariyle mirasçıların tereke üzerinde hak sahibi
olacakları tartışmasızdır. Böylelikle 10 yıllık zamanaşımı uygulanmaz. (Y1HD. 2008/5099 E. -6556 K.)
Muvazaaya konu taşınmazların farklı yörelerde
bulunması halinde davacı bir taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde diğer
taşınmazları da kapsayacak şekilde dava açabilir. (Y1HD. 2008/3682 E. -5677 K.)
Mirasbırakanın muvazaaya dayanan temlikine karşı
tapu iptali istenmiş, tescil istenmemişse bu eksiklik davanın reddini
gerektirmez. Bu durumda mahkemece imkan tanınarak dava açılması halinde her iki
dava birleştirilerek karara bağlanmalıdır. (Y1HD.
2007/7271 E. -8443 K.)
Muvazaalı olarak tapu iptali ve tescil ile tenkis
isteği kademeli ileri sürülebilir. (Y1HD.
2003/3294 E. -5116 K.)
Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil,
olmadığı takdirden tenkis isteğinin varlığı halinde, tenkis isteğine yönelik
değerlendirme yapılması zorunludur. (Y1HD.
2012/8080 E. -12215 K.)
Gizli bağış nedeniyle tapu iptali ve tescil olmadığı
takdirde tenkis istemi; miras bırakanın nizalı taşınmazların kayıtla maliki
olmadığı anlaşıldığından muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının
reddi gerekir. Ancak taşınmazların satış bedelinin muris tarafından ödendiğinin
saptanması halinde Medeni Kanun da düzenlenen tenkis hükümlerinin uygulanacağı
kuşkusuzdur. (Y1HD. 2003/2320 E. -2656
K.)
Bedeli ödenerek gizli bağış şeklinde
gerçekleştirilen işlemler hakkında tenkis söz konusu olur. (Y1HD. 2011/8836 E. -10529 K.)
Taşınmazların üçüncü kişiden satın alınırken
bedellerinin miras bırakan tarafından ödendiği olgusunun yazılı delille
kanıtlanması gerekir. (Y1HD. 2019/15266
E. -6596 K.)
Muris muvazaası iddiasına dayalı olarak pay oranında
istekte bulunabileceği gibi, terekeye iade (tüm mirasçılar adına tescil) de
istenebilir. Ancak bu durumda diğer mirasçıların muvafakati sağlanmazsa
terekeye temsilci atanması gerekir. (Y1HD.
2012/9447 E. -12794 K.)
Terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların
sıfatları sona ereceğinden davayı takip yetkisinin temsilciye ait bulunduğu. (Y1HD. 2013/3636 E. -8295 K.)
Davanın ıslah edilerek tenkis istemine
dönüştürülmesi; o halde davanın tamamen ıslah edilmesi halinde ıslah olunan
dava, ilk dava tarihinde açılmış sayılır ve hak düşürücü sürede bu tarihte
kesilmiş olur. Bu sebeple dava açma süresi, ilk dava ile korunmuş olacağından
hak düşürücü sürenin hesabında ıslah tarihinin değil, ilk dava tarihinin esas
alınması gerekir. Mahkemece değinilen hususlar gözetilmeksizin aksi düşünce ile
yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. (Y1HD. 2013/754 E. -5575 K.)
Muvazaa hukuksal nedenine dayalı davada davalılar
arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı – her bir davalı adına kayıtlı
taşınmazların toplam değeri üzerinden kabul kapsamına alınan pay oranında
davalılar aleyhine ayrı yargılama giderine hükmedilmesi gerekir. (Y1HD. 2013/1778 E. -5751 K.)
Ehliyetsizlik – muris muvazaası hukuksal nedenine
dayalı tapu iptali ve tescil davasında öncelikle incelemenin ehliyetsizlik
yönüyle yapılması gerektiği; hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili
olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, ATK’dan rapor alınması
ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde davanın kabulüne karar verilmesi,
ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muris muvazaası hukuksal nedeni
üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. (Y1HD. 2016/16649 E. -4754 K.)
Mal kaçırma amacı – satış bedeli ile
rayiç değer arasında fahiş fark bulunması; davalının çekişmeli 3 ve 4 no’lu
bağımsız bölümlerin satış bedelini ödediğini kayda dayalı ispat edemediği, kaldı
ki murisin mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacının olmadığı, akitte gösterilen
satış bedeli ile keşifte saptanan rayiç değerler arasında da fahiş fark
bulunduğu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalıya yapılan temlikin
mirastan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğu anlaşılmıştır. (Y1HD. 2021/3679 E. -2216 K.)
Elbirliği mülkiyetinde ortaklar arasında zorunlu
dava arkadaşlığı vardır. Somut olayda elbirliği mülkiyet söz konusu olup, dava
dışı ortaklar vardır. Hal böyle olunca davaya katılmayan ortakların olurlarının
alınması veya miras şirketine temsilci atayarak davanın sürdürülmesi gerekir. (Y1HD. 2006/7661 E. -9683 K.)
Mirastan ıskat davası reddedildiğinde ıskat ayakta
olduğundan, ıskat edilenin alt soyu o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi
mahfuz hisselerini isteyebilirler. (Y2HD.
2007/15355 E. -17423 K.)
Vasiyetname ile mirastan ıskat edilenin muvazaa
nedeniyle dava açabilmesi için vasiyetnamenin iptal davasının açılması ve
kararın kesinleşmesi şarttır. (Y1HD.
2016/5808 E. -5422 K.)
Mirasçılar arasında yabancı uyruklular varsa,
murisin ölüm tarihinde uyruğundan olduğu ülke ile Türkiye arasında kanuni miras
yoluyla taşınmaz mülkiyeti edinmede karşılık bulunup bulunmadığı
araştırılmalıdır. (Y2HD. 2008/21466 E.
-1471 K.)
Muris muvazaasında üçüncü el konumunda olan davalı
tarafın iyi niyetli olup olmadığı araştırılmalı ve davalının TMK 1023. Madde
koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağının açıklığa kavuşturulması
gerektiği. (Y1HD. 2021/2055 E. -3014 K.)
Davalının temlikin muvazaalı olduğunu bilen veya
bilmesi gereken kişi olması TMK 1023. Maddeden yararlanma olanağının bulunup
bulunmadığı. “Somut olayda davalıya yapılan temlikin muvazaalı olduğunu bilen
ve bilmesi gereken kişilerden olduğu açıktır. İş bu sebeple TMK 1023.
Maddesinin koruyuculuğundan yararlanması mümkün değildir.” (Y1HD. 2021/2723 E. -1731 K.)
Davalının aynı anda dört adet bağımsız bölümü satın
almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu – temliklerin kısa aralıklarla
yapıldığı ve değerler arasında aşırı fark bulunduğu nazara alındığında
davalının iyi niyetli olmadığı TMK 1023 hükmünden yararlanamayacağı. (Y1HD. 2020/12432 E. -537 K.)
Muris muvazaasında irade beyanın yönü; Bunun için
ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri toplumsal eğilimleri, olayların olağan
akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup
bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme
tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki
beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. (Y1HD. 2006/14705 E. -2028 K.)
Murisin iradesinin mirasçılardan mal
kaçırmak amacına yönelik olmadığının anlaşılması halinde muvazaa davasının
reddi gerekir. (Y1HD. 2011/6913 E. -7715
K.)
Terekesinde başka taşınmazlar bulunan murisin mal
kaçırma iradesiyle hareket etmesi halinde bu taşınmazları da temlik edebileceği
halde etmediği durumda kastının mal kaçırma yönünde olmadığı kabul edilmelidir.
(Y1HD. 2003/3294 E. -5116 K.)
Hak dengesi gözetilerek muris
sağlığında paylaştırma yapmışsa mal kaçırma kastından söz edilemez. (Y1HD. 2013/1209 E. -5186 K.)
Mirasbırakan, sağlığında hak dengesini gözeten kabul
edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa,
mirasçıdan mal kaçırma kastından söz edilemez. (Y1HD. 2016/14650 E. -3057 K.)
Murisin geride kalan malvarlığı değerinin keşifte
saptanması ve temlik edilen taşınmazlarla kıyaslanması ve bunun makul
sayılabilecek sınırda kalıp kalmadığı göz önünde tutulmalıdır. (Y1HD. 2013/439 E. -4785 K.)
Çekişmeli taşınmazın tapuda
gösterilen satış bedeli ile gerçek değeri arasında aşırı oransızlık tek başına
muvazaanın kanıtı olamaz. (Y1HD.
2013/4120 E. -6914 K.)
Minnet duygusu ile davalıya temlik işleminde mirastan
mal kaçırma amacının bulunmadığı kabul edilmelidir. (Y1HD. 2016/16629 E. -5200 K.)
Mirasbırakanın yıllardır kendisine bakan eşine
bakılmasından duyduğu minnet sonucu yaptığı temlikte mirasçıdan mal kaçırma
amacı yoktur. (Y1HD. 2016/798 E. -4844
K.)
Murisin alım gücü bulunmayan oğluna yaptığı devrin
muvazaalı olduğunun kabulü gerekir. (Y1HD.
2013/5278 E. -8683 K.)