Kamulaştırmasız El Atma Nedir, Fiili ve Hukuki El Atmanın Ayrımı

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA
Kamulaştırmasız el atma, idarenin kamu hizmetlerini
yerine getirirken ihtiyaç duyduğu ve özel mülkiyete tabi olan taşınmazları
Anayasa’nın 46. maddesine ve Kamulaştırma Kanununda belirlenen usullere uygun
şekilde yapması gerekirken bu usul ve esaslara uymadan fiilen ve bedelsiz veya
fiilen olmasa da hukuki bir işlemle malikin mülkiyet hakkını sınırlayarak el
koymasıdır.
İdareler bu haksız işgali gerçekleştirirken iki
şekilde yapmaktadır. Birincisi fiili el atma ikincisi hukuki el atma olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Fiili El Atma
İdarenin kamulaştırma usul ve esaslarına uymadan
yani kamulaştırma işlemi yapmaksızın, belirli bir taşınmazı kısmen veya tamamen
ve bedelini ödemeksizin fiili olarak el atmasıdır. Söz gelimi idarenin
taşınmazın üzerine bina veya tesis yapı inşa etmesi gibi durumlardır.
Hukuki El Atma
Kamulaştırma Kanunun Ek 1. Maddesi uyarınca “Uygulama
imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar
programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilin de bu
taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını
kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği
yapılır/yaptırılır.” Şeklindedir.
Denmek
suretiyle hukuki el atmanın ne olduğu ifade etmektedir. Şöyle ki; idarece
yapılan imar planın kesinleştiği tarihten itibaren başlayarak 5 yıl içerisinde
kamulaştırma işlemi yapılmayan malikler kamulaştırmasız el atma davası
açabilecektirler. Örneğin imar planında park
kullanımına ayrılan taşınmazın 5 yıl içerisinde imar uygulaması ile
kamulaştırmaması halinde malik fiili el atma olmamasına rağmen hukuki el atma
mevcut olduğu için taşınmazı bakımından kısıtlanmış olacaktır. İşte bu nokta da
hukuki el atmanın önlenmesini talep edebilecektir.
Kamulaştırmasız El Atma Halleri
a- Kamu yararı kararı alınan hallerde, kamulaştırma
işlemleri tamamlanmadan idarenin taşınmaza el koyması.
b- İmar uygulamaları sırasında imar kanunu hükümleri
uyarınca düzenlemeye tabi tutulan taşınmazlardan yasal olarak kesilmesi gereken
DOP miktarından fazlasının kesilmesi hali kamulaştırmasız el atma hallerinden
biridir.
c- İmar planında tamamı veya bir kısmı kamu hizmetine
özgülenen taşınmazların bir kısmına el atılması halinde proje bütünlüğü ilkesi
nedeniyle fiilen el konulmayan diğer kısımlar için de el atmanın gerçekleştiği
kabul edilir.
Kamulaştırmasız El Koyma Hallerinin
İstisnaları
Aşağıdaki durumlarda idarelerin
kamulaştırma işlemi yapmadan ve devamlı surette el koyması halleri
kamulaştırmasız el atma niteliğinde olmayacaktır. Şöyle ki;
a- 3194 Sayılı İmar Kanunu uyarınca yapılan imar
sayesinde imar parsellerinde bir değer artışı olacağından işte bu imar
uygulaması gören parsellerden “düzenleme ortaklık payı” adı altında kesinti
yapılır. Bu DOP oranı 2019 öncesi %40 sonrası için %45’i geçemeyecektir. İşte
imar gören parselden kesilen %45’lik DOP oranı kamulaştırmasız el koyma
değildir. Ancak bu oran aşılırsa aşılan miktar yönünden kamulaştırmasız el atma
gündeme gelir. Ayrıca her hangi bir parselden bir defa DOP kesintisi
yapılabilir. Fakat %45’in altında bir DOP kesintisi olmuşsa ikince defa %45’e
tamamlanmak suretiyle ikinci bir DOP kesintisi yapılabilir.
b- 221 Sayılı Kanunun 1. Maddesinde istimlak kanunu
uyarınca yapılan kamulaştırmalar için bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren 2 yıllık süre sonunda düşer. O halde 221 sayılı yasa ile getirilen
düzenlemelerle birlikte1956 tarihinden önce fiilen el atılan taşınmazlar
kamulaştırılmış sayılıp 1963 tarihi itibari ile sonra erdiğinden
kamulaştırmasız el atmadan söz edilmeyecektir.
c- Taşınmazların tapu kaydına kamulaştırma şerhi
konulması hali fiilen el atılmamış olan taşınmaz yönünden kamulaştırmasız el
atma olarak kabul edilmemektedir.
Kamulaştırmasız El Atma Halinde Açılabilecek Davalar
Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler uyarınca
idarenin mevzuata aykırı hareket ederek özel mülkiyete tabi taşınmaza kamu
hizmetlerine yönelik olarak fiilen ve kalıcı olarak el konulan taşınmaz
sahibinin bu durum karşısında ya kamulaştırmasız el atmanın önlenmesini ya da
bu eylemli duruma razı olduğu takdirde, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan
bedel davası açma hakkı mevcuttur. Bununla beraber tazminat (ecrimisil) davası
da açabilecektir.
Bu
davaları açabilmenin genel koşullarına bakacak olursak şöyle ki;
· Bu davaları açabilmenin ilk koşulu tapu ile malik
olmaktır. Tapu maliki ölmüşse mirasçıları davayı açabilecektir.
· El koymanın fiili ve kalıcı olması koşulu da
gerekmektedir.
· El koyma işleminin 09.10.1956 tarihinden sonra
gerçekleşmiş olması gerekir. Bu tarihten önce el konulan taşınmazlar 221 sayılı
yasa gereği kamulaştırılmış sayılmıştır.
· 1983 tarihinden öncesine kadar uzlaşma dava şartıydı
ancak Anayasa mahkemesi iptal ettiği için uzlaşma şartı olmadan bu davalar
açılabilecektir.
Kamulaştırmasız El Atmadan
Kaynaklanan Tazminat Davalarında Genel ve Usuli Konular
Öncelikle yargı yolunu belirlememiz
gerekir. Kamulaştırmasız el atma davalarında fiili el atma ve hukuki el atma
bakımından adli yargı görevlidir. Fiili el atma bakımından idari yargının
görevli olduğu hüküm iptal edildiği için artık fiili el atma hallerinde de adli
yargı görevli olacaktır.
Yetkili ve görevli mahkeme ise
HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yetki bakımından
ise taşınmazın aynına ilişkin bu davalarda yine HMK’nın 12. Maddesi uyarınca
taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
Taraf ve dava ehliyetine
baktığımızda davacı; taşınmaza tapu ile malik olması ya da mirasçı olması
halinde davacı sıfatına haizdir. Ancak
başkası adına kayıtlı tapulu, sahipsiz veya zilyedi tarafından henüz iktisap
edilmemiş olan yerlere el atılmış olması halinde eğer ki bu taşınmazlar
üzerinde ev, bağ, bahçe veya ağaç gibi ekili ve dikili muhdesatı bulunan
kişiler el atılan muhdesatın kendilerine ait olduğunu ispatlarsa el atılan
muhdesatın bedelinin tahsilini isteyebileceklerdir. Görüldüğü üzere zemine
malik değil buna rağmen davacı sıfatına hak kazanır.
Davalı
ise; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin benimsediği karar doğrultusunda “hukuki
mesuliyet” esası benimsenmiştir. Yani taşınmaza hangi idare el atmış olursa
olsun davanın açıldığı tarihte hangi idare sorumlu ise husumet o idareye
yöneltilmelidir. Söz gelimi Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yol
yapılarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaz için sonradan devredilerek yolun
bakımı, onarımı ve sorumluluğunun içerisinden geçtiği ilin Büyükşehir
belediyesine devredilmesi halinde dava açıldığı tarih ile yolu yapan değil
yapım bakım ve onarımından sorumlu bulunan büyükşehir idaresine husumet
yöneltilmesi gerekmektedir.
Bir
başka husus ise büyükşehir belediyelerinin sınırları dahilin de bulunan
taşınmazlarla ilgili açılan davalarda ilçe belediyesi mi büyükşehir belediyesi
mi sorumlu olduğunun tespiti hususunda 5216 sayılı yasanın 7. Maddesi esas
alınarak sorumluluk belirlenecektir.
Ayrıca
Yargıtay 5.HD’nin yerleşik uygulamalarına göre birden fazla idarenin sorumluluk
alanına girecek şekilde kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği
durumlarda her tahsis konusuna göre ilgili idarenin sorumlu olması gerektiğini
kabul etmiştir. Söz gelimi imar planın da yol, park ve okul alanı olarak ayrılan
taşınmaza el atılması halinde yol ve park kısmından belediye okul kısmından ise
Milli Eğitim Bakanlığı sorumlu olacaktır.
Kamulaştırmasız el atma davalarında
belirsiz alacak davası olarak açabiliriz. Çünkü bu davaların mahiyetine
baktığımızda taşınmaz değerinin belirlenebilmesi için taşınmaza değer biçme
işinin özel ve teknik bilgiyi gerektiren ve davacının da önceden değeri
belirleme imkanı bulunmadığından dolayı belirsiz alacak olarak açabiliriz.
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz
paylı mülkiyete tabi ise paydaşların tek başına dava hakkı olup her paydaş
kendi payı oranında dava açması mümkündür.
Taşınmazın değerlendirme tarihi,
faiz başlangıcı ve faizin türüne baktığımızda ise gerek yasal düzenlemeler
gerekse Yargıtay kararları doğrultusunda fiilen el konulan taşınmazın dava
tarihindeki değerinin tespit edilmesi ilkesi benimsenmiştir.
Faiz
başlangıcı olarak da hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz
işletilmesi gerekir. Dava tarihinden itibaren işletilecek faizin türü de yasal
faiz olmalıdır.
Başka önemli husus ise kısmi olarak
el atılan taşınmazların durumu ve proje bütünlüğünü beraber incelediğimizde Yargıtay
5. HD, imar planın bir bütün olduğunu (proje bütünlüğü ilkesi) ve bu sebeple
planda bir değişiklik yapılmaksızın taşınmazın bir kısmına el atılması halinde
açılacak davada taşınmazın fiilen el atılmayan bölümlerinin de talep halinde
bedeline hükmedilmesi gerekecektir.
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaza
değer biçme yöntemi de önem arz etmektedir. Şöyle ki;
-
Öncelikle
kamulaştırmasız el atılan taşınmazın vasfı belirlenmelidir. Yani arsa mı arazi
mi olduğu belirlenip; arsa ise kamulaştırılma gününden önceki özel amacı
olmayan emsal
karşılaştırması yapılarak, arazi niteliğinde ise ekilebilir net ürün gelirine
göre değer biçilmesi esastır.
-
Yukarıda
bahsettiğimiz üzere taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi
gerekir.
-
Son olarak da
mahkemece yapılacak keşifte üç kişilik bilirkişi kurulu oluşturulup onlardan
alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekir.
Kamulaştırmasız El Atma Davalarında
Harç ve Vekalet Ücreti
Kamulaştırmasız el atmadan
kaynaklanan davalarda hükmedilecek harç ve vekalet ücretinin belirlenmesinde
ikili ayrıma gidilmiştir. 1956 ve 1983 tarihleri arasında el atıldığı tespit
edilirse ilam harcı ve vekalet ücreti maktu olacak. Ancak 04.11.1983 tarihinden
sonra el atılmış olduğu anlaşılırsa ilam harcı ve vekalet ücreti nispi tarife
üzerinden hüküm altına alınır. Fakat Ek Madde 6 uyarınca maktu olmasına
tekrardan karar vermiştir.
Kamulaştırmasız El Atmaya İlişkin
Yargıtay Kararları
Kamulaştırma Kanununun 25. Maddesi gereğince
hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma
işlemi mal sahibi açısından usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar.
Tebligat geçersiz olsa dahi bankaya bloke edilen kamulaştırma bedelinin
kamulaştırma tarihindeki maliklerine ödenip ödenmediği araştırılıp karara varılması
gerekir. Şayet bedel ödenmiş ise geçersiz tebligat hüküm doğurur. . (Y5HD, E. 2019/4758, K. 2020/11601)
Kamulaştırma işleminin tapu kayıt malikine noter
aracılığıyla bizzat tebliğ edilmiş olması ve tebliğ tarihinden itibaren KK m.
14 uyarınca 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılmamış ise
kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyeceğinden davanın reddi gerekir. (Y5HD, E. 2018/4753, K. 2018/18044)
Uzun yıllar programa alınmayan imar planın fiilen
hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma cihetine gitmeyen davalı idarece,
pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale
edildiği bu olgunun idarece mülkiyet hakkının ihlaline sebebiyet verdiğinden
dolayı kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği ve tazminat davasının
kabulü gerekir. (YHGK, E. 2010/5-662, K.
2010/651)
Uzun yıllar programa alınmayan imar planın fiilen
hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma cihetine gitmeyen davalı idarece,
pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale
edildiği bu olgunun idarece mülkiyet hakkının ihlaline sebebiyet verdiğinden
dolayı kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
Bu
itibarla taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmadığı kabul edilse dahi makul
süre içerisinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden
taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmak Adli Yargının görevidir. (Y5HD, E. 2019/4758, K. 2020/11601)
Dava konusu taşınmaz imar planında
kamuya özgülenme durumu devam ettiği sürece, fiilen el atma olgusu son bulmuş
olsa da taşınmazın bedelinin ödenmesi gerekir. (Y5HD, E. 2016/15166, K. 2018/5896)
Taşınmazdan yasal orandan fazla DOP kesilmesi
kamulaştırmasız el atma niteliğindedir. (Y5HD,
E. 2017/30730, K. 2018/5075)
Daha önce imar düzenleme ortaklık payı (DOP)
kesintisi yapılmış olan taşınmazın ikinci kez düzenlemeye alınıp, 3194 sayılı
İmar Kanununun 18. Maddesine aykırı olarak ikinci kez kesinti yapılması ve bu
kesintilerin kamu hizmetine tahsili alanlarda bırakılması kamulaştırmasız el
atma niteliğindedir. (Y5HD, E.
2015/16910, K. 2015/21499)
İmar uygulaması sonucu malikin tapudaki payının
azaltılması durumunda bu husus kamulaştırmasız el atma niteliğindedir. Ayrıca
adli yargıda çözümlenmesi gerekmektedir. (Y5HD,
E. 2016/11171, K. 2017/29411)
Davacı idarece taşınmaza acele el koyma kararıyla da
olsa gerçek kamulaştırma bedeli ödenmeden el konulması Anayasanın 46. maddesi
ve Kamulaştırma Kanununun 3. maddesine aykırıdır. Böylece mal sahibi idare
aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin tahsili
davasını açabilir. (Y5HD, E. 2016/25271,
K. 2017/20848)
Acele el koyma kararının verildiği tarihten itibaren
6 aylık makul süre içerisinde kamulaştırmayı yapan idare tarafından bedel
tespit ve tescil davası açılmaması halinde taşınmaz malikinin kamulaştırmasız
el atma nedeniyle tazminat davası açma hakkı doğar. (Y5HD, E. 2016/11242, K. 2017/1240)
Kesinleşen dosyada saklı tutulan kısım için açılan
dava ek dava niteliğindedir. (Y5HD, E.
2016/16039, K. 2018/4910)
Dava tarihine göre taşınmaz bedeli takdir
edildiğinden taşınmaz karşılığının tamamına dava
tarihinden itibaren faiz işletilmelidir. Islah edilen kısım için ıslah
tarihinden faize verilmesi doğru değildir. (Y5HD,
E. 2017/3844, K. 2018/15839)
Değer Biçmeye Yönelik Yargıtay
Kararları
Taşınmaza el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden
önce olduğunun tespiti halinde “el atma
tarihi itibariyle”, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğunun
tespiti halinde ise “ dava tarihi
itibariyle” niteliği belirlenip bu niteliğe göre taşınmazın değeri tespit
edilmelidir. Yanı sıra kamulaştırma kanunun değer biçmeye ilişkin bu hükümleri
kamulaştırmasız el atma davalarında da kıyasen uygulanır. (Y5HD, E. 2017/34833, K. 2019/7308)
Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin
hükümleri kamulaştırmasız el atma davalarında da kıyasen uygulanır. Dava konusu
taşınmaz tarım arazisi olup, KK m.11/1-f bendi uyarınca arazilerin değerinin
ekilebilir ürün gelirine göre net geliri esas alınarak bilimsel yolla tespiti
gerekir. (Y5HD, E. 2014/22428, K.
2014/31424)
Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin
hükümleri kamulaştırmasız el atma davalarında da kıyasen uygulanır. Dava konusu
taşınmaz arsa niteliğinde olup KK m.11/1-g bendi uyarınca arsaların değeri
değerlendirme tarihinden önceki “özel amacı olmayan emsal satışlara” göre
belirlenmelidir. (Y5HD, E. 2009/8130, K.
2009/16879)
Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin
hükümleri kamulaştırmasız el atma davalarında da kıyasen uygulanır. Bu sebeple
dava konusu taşınmaz üzerindeki muhtesatlara dava tarihi esas alınmak suretiyle
değer biçilir. (Y5HD, E. 2011/8095, K.
2011/16988)
Arsaya İlişkin Yargıtay Kararları
Arsa vasfındaki taşınmaza emsal karşılaştırması
yapılmadan soyut ifadelerle değer biçilmesi mümkün değildir. Bu durumda KK
m.11/1-g bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel
amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. (Y5HD, E. 2017/22891, K. 2018/11266)
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması
yapılırken şirketlere yapılan satış özel amaçlı kabul edileceğinden emsal
alınmamalıdır. (Y5HD, E. 2017/12411, K.
2018/8395)
Dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan
taşınmaza biçilen değer eldeki dosya için kesin hüküm olmamakla birlikte güçlü
delil niteliğindedir. (Y5HD, E.
2017/10634, K. 2018/21027)
Taşınmaza yakın bölgeden yakın zamanda satışı
yapılan benzer nitelikli taşınmazlar emsal olarak incelenmelidir. (Y5HD, E. 2017/6588, K. 2018/11693)
Emsal karşılaştırması sırasında taşınmaz ile
emsalin, arsa metrekare rayiç bedeli takdir komisyonunca emlak vergisine esas
almak üzere belirlenen değerleri arasındaki oran dikkate alınmalıdır. (Y5HD, E. 2017/2523, K. 2018/9144)
Dava konusu taşınmaz ile emsalin emlak vergi
değerleri aynı olduğundan, dava konusu taşınmazın %135 daha değerli kabul
edilmesi doğru değildir. (Y5HD, E.
2018/5219, K. 2018/20889)
Emlak vergisine esas alınan m² değerlerinin
karşılaştırılmasında, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazdan daha değerli
olduğu anlaşılmasına rağmen bilirkişi kurulunca, dava konusu taşınmazın emsal
taşınmazdan daha değersiz kabul edilmesi ve taşınmaza değerlendirme tarihi
itibariyle emlak vergisine esas alınan m² değerinin altında değer biçilmesi
doğru değildir. (Y5HD, E. 2017/9538, K.
2018/19935)
Arsa niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken
emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değerleri
arasında fahiş oransızlık (20-25 kat) var ise bu iki taşınmaz birbirine emsal
alınmamalıdır. (Y5HD, E. 2017/2344, K.
2018/9679)
Emsal karşılaştırması sırasında her emsale göre ayrı
ayrı bulunan m² değerleri ortalaması alınmak suretiyle değer biçilmez. Bu gibi
durumlarda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman
içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan
tanınması gerekirse re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi vs gibi alınacak rapor
sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. (Y5HD,
E. 2017/1773, K. 2018/9678)
Taşınmaz ve emsal olarak incelenen imar parseli
olduğundan DOP indirimi yapılmadan hesaplama yapılmamalıdır. (Y5HD, E. 2018/2040, K. 2018/11133)
Dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde emsal
olarak incelenen taşınmazın imar parseli, dava konusu taşınmazın ise kadastral
parsel olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması
sonucu tespit edilen bedelinden, dava konusu taşınmazın bulunduğu mahallede
kesilecek DOP oranında indirim yapılması gerekir. (Y5HD, E. 2017/9598, K. 2018/15122)
Arazi ve Üzerindeki Ağaçlarla
İlgili Yargıtay Kararları
İdarenin taşınmazları üzerinde dikilen ağaçların
maliki, ağaçların bedelini 5177 sayılı Kanun uyarınca; başkası adına tapulu,
sahipsiz veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin kamulaştırmasında
binaların asgari levazım bedeli, ağaçların ise 11. Madde uyarınca takdir olunan
bedeli zilyedine ödenir hükmü getirilmiştir. (Y5HD, E. 2018/3431, K. 2019/11176)
Arazi vasfındaki taşınmaza net gelirine göre değer
biçilirken o yörede mutat olarak ekimi yapılan ürünlerin değerlendirmede esas
alınması gerekir. (Y5HD, E. 2017/18136,
K. 2018/21883)
Dava konusu taşınmazın sulu arazi olarak kabul
edilebilmesi için nereden ve ne şekilde sulandığının tespiti gerekir. (Y5HD, E. 2016/21819, K. 2018/4133)
Tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza var ise
öncelikle bulunduğu İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü verileri esas
alınarak değer biçilmelidir. (Y5HD, E.
2017/3585, K. 2018/9985)
Husumete İle İlgili Yargıtay
Kararları
Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan davalarda
tazminat talep edilebilmesi için dava konusu edilen taşınmaza davacının tapu
ile malik olması dava şartıdır. (Y5HD,
E. 2009/5811, K. 2009/7680)
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili
davası devam ederken, taşınmazın üçüncü kişiye devredilmesi halinde 6100 sayılı
HMK’nın 125/2 maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir. (Yani devralmış olan
kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı
yerden itibaren devam edeceği bu sebeple davacı sıfatıyla yeni malikler davaya
ihbar edilmesi gerekir.) (Y5HD, E.
2017/1872, K. 2018/14327)
Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat
davası sırasında davacının taşınmazdaki payını, dava dışı üçüncü kişiye
devretmesi halinde yine HMK’nın 125/2 maddesi dikkate alınarak yeni tapu
malikinin davaya (ihbar) dahil edilmesi gerekir. (Y5HD, E. 2014/10257, K. 2014/24565)
Kamulaştırma konusu taşınmazın sonradan yapılan
protokol ile bakım, onarım ve sorumluluğunun başka bir idareye devredilmesi halinde
husumetin devralan idareye yöneltilmesi gerekir. (Y5HD, E. 2007/12196, K. 2007/14550)
Son olarak da kamulaştırmasız el
atmanın önlenmesi kavramını Yargıtay kararları ışığında açıklayıp konumuzu
sonlandıracağız. Şöyle ki;
Yukarıda
izah ettiğimiz üzere taşınmazına idare tarafından kamulaştırmasız el konulan
mal sahibi, idarenin haksız fiil niteliğindeki bu eylemi hangi amaç
doğrultusunda olursa olsun taşınmaz maliki müdahalenin önlenmesini ya da
kamulaştırmasız el konulan taşınmaz bedelinin tahsilini isteme hakkı vardır
diye ifade ettik. İlk etapta taşınmaz bedelinin tahsilini isteme kısmına
değindik bu son kısımda da el atmanın önlenmesi davalarına bakacağız. Yetkili
ve görevli mahkeme, taraf ve dava ehliyet, harç ve vekalet ücreti ve yargılama
usulü tazminat kısmında anlattıklarımızla aynı olduğundan burada Yargıtay
kararları ışığında ilerleyeceğiz.
El Atmanın Önlenmesi İle İlgili
Kararlar
Taşınmazına kamulaştırmasız olarak fiilen el atılan
mal sahibinin, el atmanın önlenmesi, eski hale getirme, kal(arsa üzerinde inşa
edilmiş yapıların sökülmesi) ve uğranılan zararı talep etme hakkı olup bu
davaya adli yargıda bakılır. (Y5HD, E.
2017/11765, K. 2018/11033)
Kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi davasında eski
hale getirme de talep edilmişse, el atılan bedeli hesaplattırarak, eski hale
getirme bedelinin zemin bedelinden fazla olması halinde, el konulan alan
bedeline hükmolunur. (Y5HD, E.
2017/18882, K. 2018/17892)
Taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün bedeli
ile eski hale getirme masraflarının karşılaştırmasının yapılarak, eski hale
getirme masraflarının yer bedelinden fazla olması halinde, el konulan kısmın
zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki
tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline ancak; yer bedelinin eski
hale getirmeden fazla olması halinde ise el atmanın önlenmesi talebinin
kabulüne ve eski hale getirme bedeli ile el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün
var ise bu ürünün bedeline hükmedilmesi gerekir. (Y5HD, E. 2018/11724, K. 2019/6259)
Kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi davasında
taşınmaza verilen zarardan yüklenici firma değil, fiilen al atan kamu idaresi
sorumludur. (Y5HD, E. 2017/13355, K. 2018/17023)