Kira Sözleşmesinin Ev Sahibinden Kaynaklanan Sebeplerle Sona Ermesi

KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRA
SÖZLEŞMELERİNİN
DAVA YOLU İLE SONA ERME HALLERİNDEN
KİRAYA VERENDEN KAYNAKLANAN
SEBEPLERLE SONA ERME HALİ
6098 saylı Türk Borçlar Kanunu konut ve çatılı
işyeri kira sözleşmelerinin dava yolu ile sona erme halini iki bölümde incelemiştir.
Birincisi kiraya verenden kaynaklanan sebeplerle sona erme halleri ikincisi
kiracıdan kaynaklanan sebeplerle sona erme halleri. Bu yazımızda kiraya
verenden kaynaklanan sebeplerle sona erme hallerini işleyeceğiz.
Kiraya Verenden Kaynaklanan Sebeplerle
Tahliye Davaları
Üç şekilde karşımıza çıkmaktadır;
1- Gereksinim (ihtiyaç) Nedeniyle Tahliye
2- Kiralananın Yeniden İnşası veya İmarı Nedeniyle Tahliye
3- Yeni Malikin Gereksinimi Nedeniyle Tahliye
1-Gereksinim
(ihtiyaç) Nedeniyle Tahliyesi
TBK 350. Maddesinde düzenlenmiş
olup; “kiralananı kendisi, eşi, altsoyu,
üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ve
işyeri ihtiyacının bulunması halinde tahliye davasını kiraya veren
açabilecektir.” Peki, yukarıda sayılan kişiler kimdir kimler tahliyede
sebep olarak gösterebiliriz şöyle ki;
Alt soyu kapsamına: çocuğu, torunu ve torunun çocuğu bile girer. Hatta
evlatlık da bu kapsamdadır
Üst soy kapsamına ise: kiraya verenin yani mülk sahibinin annesi, babası
ve büyükanne ve büyükbaba girer.
Bakmakla yükümlü olduğu diğer
kişiler ise; kanunlar dayanak
alınarak belirlenir. Kardeşler, yeğenler vs. gibi
Öncelikle kiraya verenin kendisi,
eşi, altsoyu ve üstsoyu için konut ya da işyeri ihtiyacı samimi,
gerçek ve zorunlu olması gerekmektedir. Ayrıca gerçek ve zorunlu olduğunun
ispat yükü de kiraya verendedir. Ayrıca kanun koyucu kiraya verenin bu gereksinimini geçici olmaması ve devamlılık arz
etmesi gerektiğini ifade etmektedir. Örneğin dava açtınız gerçekten de davanın
açıldığı tarihte konut ihtiyacınız vardı fakat bu yeterli olmayıp bu ihtiyacın
yargılama sırasında da devam etmesi aranmaktadır.
Birkaç
tane örnek verelim; söz gelimi daireniz vardır fakat kirada oturuyorsunuzdur.
Kendi konutunuz da oturmaya karar verdiyseniz bu karine oluşturur yani samimi
kabul edilir. Ya da anne babanızın evinde oturuyorsunuzdur kendi konutunuza
geçmek isterseniz bu da karinedir ve konut ihtiyacınızın olduğunu gösterir.
Bununla
beraber çocuk sayısının artması, anne babanın yaşlılık sebebiyle kendi evinize
almanız gibi durumlarda karinedir. Çünkü diyelim mevcut oturduğunuz daireniz
2+1’dir. Kiracınızın oturduğu daireniz ise 5 odalı 180 m2 olabilir. İşte gerek
çocuk sayısının artması gerek anneniz veya babanızın hastalığı sebebiyle sizin
bakımınıza ihtiyacından dolayı evinize almanız bu gibi hallerde ihtiyacın
samimi, gerçek ve zorunlu olduğuna delalet eder.
Öte
yandan iş ve eğitim kurumlarına olan uzaklık mesafesine göre ihtiyaç samimi
kabul edilebilir. Söz gelimi yeni işiniz kiracınızın oturduğu daireye daha
yakındır ya da çocuklarınız ortaokul eğitiminden lise eğitimine geçecektir işte
bu gibi haller ihtiyacın zorunlu ve samimi olduğuna karinedir.
Daha farklı bir örnek
verelim. Diyelim ki kiraya veren evli ama evlilik hayatı olumsuz yönde ilerliyor.
Ve mahkemeden ayrı yaşamayı talep ettiler mahkemede talebi haklı görüp ayrı
yaşamaya karar vermişse kiraya veren eşinin ihtiyacı için kiraya verdiği evi
için tahliye davası açabilir. Örnekler çoğaltılabilir.
Dava hakkı kiraya veren ve kiraya veren olmayan
maliktedir. Taşınmazın paylı mülkiyete tabi olması veya elbirliği mülkiyetine
tabi olması durumunda ise öncelikle kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve
paydaş çoğunluğunun sağlanması yani bütün kiraya verenlerin birlikte dava
açması gerekir. Bir paydaş rıza göstermezse kira sözleşmesi kurulamaz veya
kiracıya gereksinim sebebiyle tahliye davası açamazsınız.
Uygulamada
paylı mülkiyete tabi taşınmazlar açısından sıklıkla görülen problemlerden bir
tanesi de paydaşlardan birinden gizli olarak taşınmaz kiraya verilmesi
durumudur. Bu gibi haller de kira sözleşmesinin pay ve paydaş çoğunluğu ile
yapılmadığı ve hali ile kira sözleşmesinin tarafı olmayan ayrıca zımni/örtülü
olarak muvafakat göstermeyen paydaş veya paydaşlar mülkiyet haklarına dayalı olarak.
Ancak iki yola başvurabileceklerdir; birincisi kiracıya karşı müdahalenin
önlenmesi ile birlikte ecrimisil tazminat istemli dava açabilecekleri gibi (bu
dava genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesin de açılır.) ikinci olarak da
diğer paydaş veya paydaşlara kendi payınızın oranı neyse ona hasren sebepsiz
zenginleşmeye dayalı tazminat davası açabileceksiniz.
Elbirliği mülkiyetinde ise
gereksinim nedeniyle tahliye davası açabilmek için tüm ortaklarca açılması veya
ortaklardan birinin açtığı davaya diğer ortakların muvafakat vermek suretiyle
davaya katılmasının sağlanması gerekir. Malumunuz olduğu üzere genelde
ortaklardan biri muvafakat vermiyor bana yar olmuyor size de olmasın diye diğer
ortaklara zorluk çıkartıyor. Bu hallerde ise terekeye temsilci atamaktan başka
çare kalmıyor. Kısaca gerek paylı mülkiyette gerek el birliği mülkiyette tüm
tarafların iştiraki gerekmektedir.
Bununla beraber davalı kiracıdır.
Ancak birlikte kiracılık durumu söz konusuysa bütün kiracılar davalı
gösterilmeli ve ihtar hepsine çekilmelidir.
Uygulamada
ortaya çıkan başka bir problem de asıl kiracının kiraya verenin yazılı iznini
almadan alt kiraya verdiği durumlardır. Örneğin siz (A) kişisine iş yerinizi
kiraladınız o da sizden habersiz dükkânı bir başka kişiye kiraya vermiş ve epey
bir süre bu durumdan haberdar olmadığınızı varsayalım sonrasında çocuğunuza bir
iş kurmaya başladınız iş yeri olarak da kendi mülkünüzü tahsis edeceksiniz
böyle bir olayla karşılaştığınızda tahliye davasını asıl kiracıya açmanız
yeterlidir. Alt kiracı ile muhatap olmanızı gerektiren bir durum olmayacaktır.
2- Kiralananın Yeniden İnşası veya İmarı
Nedeniyle Tahliye
TBK 350/2 uyarınca “Kiralananın yeniden inşası veya imarı
amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler
sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise,” şeklinde düzenlenmiştir.
Kiracı ancak aşağıdaki durumlarda
tahliye edilebilecektir. Şöyle ki;
Kiralananın yıkılıp baştan
yapılması örnek olarak kentsel dönüşüme girmiştir ya da siz kendiniz maddi
durumunuz el veriyordur bir müteahhit ile anlaşıp yıkıp baştan
yaptıracaksınızdır.
Tadilat fakat bu tadilat esaslı
onarım olması gerekmektedir. Esaslı onarım ise kiralananın, zamanla veya
dışarıdan başka bir etki sebebiyle hasara uğraması halidir. Örneğin depremde
kolonların zayıflaması sebebiyle binanın kolonlarının güçlendirilmesi esaslı
onarım sayılır.
Kiranın genişletilmesi de tadilat
kapsamına girer. Genişletilmekten kasıt; yeni oda, balkon veya yeni kat
eklenmesi ya da binanın içindeki duvarların yıkılıp binanın genişletilmesidir.
Son olarak değiştirme de tadilat
kapsamındadır. Değiştirme ise kiralananın iş hanı olarak kullanılmakta iken
otele dönüştürülmesi normal dükkân iken fırın işletmesine dönüştürülmesi gibi.
Bu ve benzeri haller yeniden inşası ve imarı nedeniyle tahliye davasında karine
teşkil eder sadece bu sebeplerle tahliye davasına hak kazanırsınız malik
olarak.
Ancak
taşınmaz maliklerinin dikkat etmesi gereken bir husus vardır. Yapılacak yeniden
inşa ve imarın onaylı bir proje olması gerekmektedir. Her ne kadar kanunda onaylı
projenin mahkemeye sunulması şart olmasa da Yargıtay’ca sunulması davanın
kabulü için şarttır.
Dava Açma Zamanı
Hem gereksinim nedeniyle tahliye de hem de
kiralananın yeniden inşası ve imarı durumlarında davanın açılma zamanı ise;
“Belirli süreli sözleşmelerde
sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere
göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak
belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.”
Belirli
süreli kira sözleşmelerinde kira süresinin bitiminden itibaren 1 ay içinde
davayı açması yeterliyken (misal kira sözleşmesi 03.10.2023 tarihinde bitiyor
olsun siz bitiminden itibaren 1 ay içinde davayı açabilirsiniz) ancak kira
sözleşmesi yenilenmiş olacaktır. Bu kısım problemlidir. Belirli süreli kira
sözleşmesinde normalde ihtarname şartı aranmamaktadır. Fakat kira sözleşmesi
yukarıdaki örneğimdeki gibi yenilenmiş olacaktır. Bu durumda kanun maddesinden
ötürü davayı açamayacaksınız. İşte bu durumla karşı karşıya kalmama adına; “İhtiyaç iddiasına dayalı açacağınız tahliye
davasın da sözleşmenin bitmesine 2 ay kala kiracıya yazılı ihtarname yollayarak
belirli süreli sözleşmenin süre sonunda bir aylık süre içerisinde gereksinim
nedeniyle veya yeniden inşa ve imardan dolayı sözleşmenin yenilenmeyeceğine ve bu
sebeple tahliye davasını açacağınızı kiracıya bildirirseniz tahliye davasını
açabilirsiniz.”
Belirsiz
süreli kira sözleşmelerinde ise, ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmak için
fesih bildirim süresi olan 6 aylık dönemin sona ermesinden itibaren en az 3 ay
öncesine kadar kiracıya ihtarname gönderilmesi gerekir.
Söz
gelimi belirsiz süreli kira sözleşmesinin kira başlangıç tarihi 01.01.2023
olması halinde kiraya veren konut gereksinimi olduğunda fesih dönemleri olan 1.
Dönem sonu yani 30.06.2023 2. Dönem sonu ise 31.12.2023 olduğu dikkate alınırsa
bu dönemler için 1. Dönem yazılı fesih bildirimi 31.03.2023 2. Dönem yazılı
fesih bildirimi 31.09.2023 olur. Ve bu tarihlerden itibaren 1 ay içerisinde
dava açılır. Davayı açmanın son tarihi ise 1. Dönem için 01.07.2023 2. Dönem
için ise 01.01.2024 olur.
Yeniden Kiralama Yasağı
Yeniden kiralama yasağı hem gereksinim nedeniyle
tahliye hallerinde hem de yeniden inşa ve imar durumları için Türk Borçlar
Kanunun 355’inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; “Kiraya veren, gereksinim amacıyla
kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç
yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz.”
Söz
gelimi kiraya verenler uygulama da genellikle oğlum evlenecek dairemi ona
vereceğim diye kiracıyı ihtiyaç sebebiyle tahliye ettikten sonra oğlu değil de
bir başka kimseye kiraladığını görmekteyiz. İşte bu durumların önüne geçebilme
adına düzenlenmiştir.
Öte
yanda “Kiraya veren, bu hükümlere aykırı
davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık
kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür.”
Yeniden inşa ve imar nedeniyle
tahliye de ise; “Yeniden inşa ve imar
amacıyla boşaltılması sağlanan taşınmazlar, eski hâli ile haklı sebep
olmaksızın üç yıl geçmedikçe başkasına kiralanamaz. Eski kiracının, yeniden
inşa ve imarı gerçekleştirilen taşınmazları, yeni durumu ve yeni kira bedeli
ile kiralama konusunda öncelik hakkı vardır. Bu hakkın, kiraya verenin yapacağı
yazılı bildirimi izleyen bir ay içinde kullanılması gerekir; bu öncelik hakkı
sona erdirilmedikçe, taşınmaz üç yıl geçmeden başkasına kiralanamaz.”
Dikkat
ederseniz burada ihtiyaç nedeninden farklı olarak eski kiracının öncelik hakkı
vardır. Her ne kadar yeniden inşa ve imar yapılmış olsa da ilk olarak eski
kiracının taşınmazı tekrardan tutup tutmayacağını sorma zorunluluğu
getirmiştir. Ayrıca burada da “Kiraya
veren, bu hükümlere aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira
yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat
ödemekle yükümlüdür.”
3-Yeni Malikin Gereksinimi
Nedeniyle Tahliye
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 351’inci maddesi
hükmünce “Kiralananı sonradan edinen
kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü
olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma
zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya
yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir
davayla sona erdirebilir.
Kiralananı sonradan edinen kişi,
dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme
süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da
kullanabilir.”
Genelde
kiracılar bu ihtarnameyle birlikte bir ay içerisinde konutu tahliye
etmektedirler. Fakat bazen etmedikleri de oluyor o gibi hallerde mecbur dava
yoluna gitmek zorundasınız.
Uygulama da yeni malikler bu sürenin çok uzun
olduğunu söylüyorlar. Efendim evi yeni aldım içinde kiracı var kendi evime
oturmak için ihtarname çekiyorum yetmiyor 6 ay sonra çıkartmaya hakkım var
haksızlık vs. gibi sitemde bulunabiliyor evin yeni sahibi. Maalesef süre biraz
uzun ancak kanun koyucu diyor sen bu evi alırken biliyordun içinde kiracı var
bunu bile bile aldığın için bu koşullara uymak zorundasın.
Sürenin
uzun olması haline bir alternatif yol var o da şöyle ki; yeni malik, eski
malikin yapmış olduğu kira sözleşmesinin süresinin bitiminden başlayarak 1 ay
içerisinde açacağı tahliye davası ile de kullanabilir. Bu durum da kiracıya
yukarıdaki gibi bildirim yapmanıza gerek yoktur. Bu ikinci duruma kira
sözleşmesinin bitiş tarihine göre karar vermelisiniz. Örneğin eski malikin
kiracısıyla yaptığı kira sözleşmesi diyelim 2 ay sonra sonlanacak boşuna ihtar
çekerek 6 ay sonrasına dava açmayı beklemenize gerek kalmaz. Eski malikin
yaptığı kira sözleşmesinin bitimini izleyen 1 aylık süre içerisinde tahliye davanızı
açabilirsiniz.